Yeni bir gün başlıyordu. Ama benim için bu gün diğerlerinden biraz farklıydı. Bugün aynen benim gibi falakaya ilgi duyan bir kız arkadaşımla buluşacaktım. Onun evinde bir bilgisayar oyunu çekişmesi yapacaktık. O diğer kızların aksine tam bir bilgisayar tutkunuydu. Özellikle bilgisayar oyunlarına karşı büyük bir ilgi duyuyordu. Sims oyununu oynayacaktık. Bunun için Hot Date versiyonunu seçtik. En çabuk karşı tarafı tavlayan oyunu da kazanmış olacaktı.
Oyun başladı ve beni çok zorlamasına rağmen tecrübem sayesinde kazandım. Şimdi sıra uygulanacak cezaya gelmişti. Onun için yenilmek hiç sorun değildi. Ben falakaya yatırmayı o da yatırılmayı çok seviyordu. Bu yüzden işin zevkini çıkaracaktı. Tabii bende öyle.
O gün üzerinde bir gömlek ve kısa bir şort vardı. Şortlarını özel olarak sadece falakada giyiyordu. Kısa olduğundan bacakları ve o biçimli ayaklarını ortaya çıkarıyordu. Ayaklarında bileklerine kadar beyaz bir çorap vardı. İpleri oyun başlamadan önce hazırlamıştı. Ellerini arkadan birleştirip bağladım. Sıkı olmasını istiyordu.
Hiç hareket edememek onun çok hoşuna gidiyordu. Ardından ayaklarına doğru kaydım. Ayaklarını hemen bağlamadım. Öncelikle bu manzaranın tadını çıkartmalıydım. O bembeyaz çoraplı ayaklarını öptüm.
Ardından yavaşça çoraplarını ayaklarından çıkarttım. Karşımda muhteşem güzellikte bir ayak vardı. Biçimli parmakları, ince bileği, ve hafifçe kızarmış ayak tabanları. Ayak tabanları genelde yediği sopalardan dolayı hafif kızarık olurdu.
Çıplak tabanlarını da öptüm. Ayaklarının her metrekaresini öpmeye çalışıyordum. İşim bittiğinde ayak tabanları şişmiş ve iyice kızarmış olacaktı.
Ayaklarını yalamayı bitirdiğimde artık o da sabırsızlanmaya başlıyor ve başlamamı istiyordu. Ayaklarını birbirine sıkıca bağladım. Ardından ayak baş parmaklarını da birleştirip bağladım. Böylece ayaklarını birbirinden ayıramıyordu. Ardından sürekli falaka da kullandığımız uzun sopaya ayaklarını bağladım. Sopayı kaldırıp çalışma masasıyla makyaj masasının arasına koydum. Ayakları havaya dikilmişti. Kesinlikle hareket ettiremiyordu. O hafif kızarmış ayakları gelecek ilk sopa darbesini bekliyordu. Falaka işlerinde ya uzun sert tahtadan bir sopa yada kayış kullanıyorduk. O gün sopayı kullanacaktım.
Sopayı elime aldım. Ve onun bakımlı yumuşak tabanlarına indirdim. Gelen ilk darbe ondan acı bir feryat yükselmesine neden oldu. Fakat aynı zamanda zevkten de titriyordu. Her vuruşumda biraz daha çok bağırıyordu. Ayakları pembeliğini kaybetmeye başlamış onun yerini belirgin bir kırmızılık alamaya başlamıştı. Daha hızlı vurmamı istiyordu. Onun isteğini geri çevirmedim.
Yaklaşık 50 vuruştan sonra ayakları şişmiş ve iyice kırmızılaşmıştı. Fakat o bitmesini istemedi ve ancak bir 50 vuruş sonra ancak tatmin oldu. Onu hemen çözmedim. Sopayı bir kenara bıraktım ve ayaklarının önüne çömeldim. Hala iki masanın arasında ayakları havada asılı bekliyordu. O yumuşak ayaklarına dokundum.
Tabanları
resmen yanıyordu. Ayakları kıpkırmızı ve en az 2 beden büyümüştü. Tabanları oldukça şişmişti. Ayaklarını öpüp yalamaya başladım. Bu onun hoşuna gidiyordu. Acısını azaltıyordu. Dilim o sıcak tabanlarına değdikçe bende zevkten ölüyordum. Yaklaşık yarım saat sonra ayaklarını ve ellerini çözdüm. Bu günlük her ikimizde yeterince eğlenmiştik. Ayağa kalktığında hemen yürüyemedi. Acısı yüzünden okunuyordu. Biraz yürüyecek hale gelince beni kapıya kadar geçirdi. Birbirimize veda ettik. Ben mutlu bir şekilde evimin yolunu tutarken o da yine mutlu bir şekilde odasına gitti ve ayaklarını uzatarak acısının dinmesini beklemeye başladı…
Author Alsarar
All Rights Reserved. Any unauthorized copying, reproduction, hiring, lending, public performance and broadcasting is strictly prohibited. © Falaka.net
good site